Burak BÜK
Başkent Ankara’dan Kars’a uzanan efsane bir yolculuk.. Bir tren düdüğüyle başlayan 32 saatlik macera, 6 şehir sonunda Doğu’nun kış cenneti Kars’ta son buluyor. Doğu Ekspresi, Ankara’dan Kars’a uzanan, 1 günden fazla süren ve masalsı bir yolculuk deneyimi yaşamanızı sağlayan tren yolculuğudur. Her gün Ankara Garı’ndan 17:55’te kalkan tren, ertesi gün 18:30’da Kars’a varır. Ankara’dan hareket eden tren sırasıyla Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars illerinden geçer. Son yıllarda giderek popülerleşen Doğu Ekspresi, kimilerine göre Türkiye’nin hatta Dünya’nın en güzel manzaralı demiryolu hatlarından biri. Tren, Ankara – Kars arasındaki 1300 kilometrelik yolu yaklaşık 32 saatte tamamlıyor. Bir günden fazla süren bu tren yolculuğu, bir pencereye 7 şehir ve sayısız büyüleyici manzaralar sığdırıyor. Ayrıca bu yolculukta, doğum günü ve evlilik teklifi gibi özel günlerini kutlayan birçok kişiyi de görmek mümkün.. Anadolu Bozkırlarından ve Fırat’ın yaylalarından geçen tren, Gürcistan ve Ermenistan sınırındaki karlarla kaplı Kars’a ulaşıyor. Gelin bu rüya gibi yolculuk sonunda ulaştığımız Kars’ta neler yapıldığına birlikte bakalım.
Masalsı tren yolcuğu, kış cennetine ulaşıyor..
Doğu Ekspresi yolcuğunuz bittikten, Kars Garına ayak bastıktan sonra insanlık tarihinin en özel miraslarını ve el değmemiş doğa güzelliklerini görmeye hazırsınız demektir. Şimdi montları, bereleri, eldivenleri giyelim ve kış cenneti Kars’ı keşfetmeye başlayalım. Öncelikle Kars’ın, Kafkaslardan Anadolu’ya girişte ilk yerleşim yeri olduğunu bilmeli ve içerisinde tarihin en net kokularını barındırdığını bilmeliyiz. Tarihi olarak özel miraslar barındırması bir yana, eşsiz manzaralı ile adeta Doğu Ekspresi penceresindeki manzaraların devamı niteliğinde bir şehir.. Buraya ayak bastıktan sonra, hatta buraya gelirken ve hatta burada herhangi bir yere yolculuk ederken bile gördüğünüz her yer, kartpostallık manzaralar barındırıyor. Öncelikle sizlere, binlerce yıllık insanlık tarihinin en önemli miraslarından bir tanesi olan Ani Antik Kentinde yer alan Anadolu’da yapılan ilk Türk camisi Ebul Menucehr Camisi, Amenaprgiç Kilisesi, Ani Katedrali, Dikran Honentz Kilisesi, Abugamir Pahlavuni Kilisesi gibi tarihi miraslardan bahsedeceğim. Sonrasında Kars’ın doğal güzelliklerini, fotoğraflar eşliğinde sizlere tattırmaya çalışacağım.
“40 Kapılı Şehir” Ani..
İlk olarak, “Dünya Kenti”, “Medeniyetler Beşiği”, “Binbir Kilise” ve “40 Kapılı Şehir” olarak bilinen, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan Ani Ören Yeri ile başlayalım. 961 – 1045 yılları arasında Pakraduni Hanedanlığı döneminde Ermeni hükümdarlığına başkentlik yapan şehir, kurulduğu günden bu yana 23 medeniyete ev sahipliği yaptı. Kafkaslardan Anadolu’ya ilk giriş kapısı olarak da bilinen Ani, içerisinde bulundurduğu Ebul Menucehr Camii, Ani Katedrali, Amenaprgiç, Dikran Honentz ve Abugamir Pahlavuni kiliseleri ile bizleri tarihle yüz yüze getiriyor. Ani Harabelerin de bulunan yapılar biraz dağınık durumda ancak doğru bi planlamayla hepsine gereken vakti ayırabilirsiniz. Son olarak Ani Harabelerine “harabe” denmesine Karslılar biraz kızıyor, gittiğinizde sadece “Ani” derseniz sevineceklerdir.
Çıldır Gölü
Kars’a gitme kararı aldığımdan beri beni en çok heyecanlandıran şeylerden birisi Çıldır gölü olmuştu. Çıldır gölünü araştırmaya başladığımda, kışın 123 kilometrekare alanın tamamının buzla kapandığını, göl üzerinde kızaklarla gezinti yapıldığını ve balık tutmak için göl üzerindeki buzları kırmak zorunda olduğunuz şeklinde bilgiler edindim. Sizlerede deneyimlerimi aktarmaya çalışacağım. Çıldır gölü genellikle Ocak ayında tamamen donup, Mart ayına kadar erimiyormuş. Çıldır gölünün buz tutmasına son bir ay kaldı acele edin ve bu eşsiz manzaradan mahrum kalmayın ve son olarak Şubat ayında Çıldır Gölü Festivali düzenleniyormuş, biz festivale denk gelemedik, siz henüz plan yapmadıysanız şubat ayını Çıldır’da değerlendirebilirsiniz.
Kars Mimarisi
Bu yazımızı, Kars’ta bulunan mimari yapılara değinmeden bitirmek olmaz. Kars, geçmişte birçok kültüre ev sahipliği yapmış şehirlerimizden biri. 40 yıl boyunca Rusların hakimiyetinde kalmış, daha sonraları Ermeniler, Osmanlılar derken Kars’ta eşsiz mimariye sahip binalar kalmış. Bu binalar; Valilik binası, Defterdarlık binası, Kars sanayi ve Ticaret odası, İsmet Paşa İlköğretim Okulu, Mazlum Ağa Konağı ve göremediğimiz niceleri…
12 Havari Kilisesi “Kümbet Cami”
Mimariden bahsetmişken 12 Havari Kilisesini de unutmamak lazım. 12 Havari Kilisesi günümüzde cami olarak kullanılıyor yeni adı ise Kümbet Cami. Bu kilise 932 yıllarında inşa edilmeye başlanmış ve beş yılda Tamamlanmış. Kubbesinde 12 tane insan figürü bulunuyor bu figürler, 12 haramiyi temsil ediyormuş.
Fethiye Cami
Bir başka kiliseden camiye çevrilmiş yapıya da değinmek istiyorum. Fethiye Cami, Rusya’nın Kars’ı işgal ettiği dönemde kilise olarak inşa edilmiş daha sonra Kars’ın kurtuluşuyla camiye çevrilmiş, orijinalliği biraz bozulmuş ancak şu an ki hali de oldukça etkileyici duruyor. Son olarak Türkiye’de çoğu şehirde bulunan kalelerden bahsedip yemeğe geçiyoruz.
Kars Kalesi
Kars Kalesi, 1100’lü yıllarda Selçuklular tarafından yapılıyor ve 1300’lerde Timur tarafından yıkılıyor. Daha sonra 1579 yılında III.Murat’ın fermanı ile Lala Mustafa Paşa tarafından yeniden yaptırılıyor. İki kez inşa edilen bu yapı 1579 yılından bu güne kadar ayakta kalmayı başarmış. Kars’a birde yukarıdan bakmak isterseniz, Kars Kalesine gidebilirsiniz.
Gelelim beni her durakta olduğu gibi bu durakta da en heyecanlandıran kısma. Kars yemekleri…
Kars’ta ne yenir?
İlk olarak kendi tattığım yemeklerden başlayıp sonra sadece adını bildiğim, tatma fırsatım olmayan yemeklerden bahsedip yazımızı sonlandıracağım.
Hangel
Hangelle başlıyoruz. Hangel, mantının daha küçük kesilmiş hali diyebiliriz. Lezzet olarak mantıdan çok bir farkı yoktu ancak Kars’ta ister kuşbaşı’lı isterseniz de kaz etiyle yapılmış mantı yeme şansınız var. Karar sizin.
Kars Lokumu
Kars Lokumu, lokum denince benim aklıma bildiğimiz lokum gelmişti ancak bu öyle bir şey değilmiş. Kars lokumu, bildiğimiz lokma tek farkı şerbet atılmıyor onun yerine aralarına peynir, bal ya da reçel sürülüyor. Bal ve peyniri kesinlikle denemelisiniz.
Kaz etli pilav
Kars’a gidipte kaz eti yememek olmazdı. Tattığım yemeklerden sonuncusu Kaz etli pilavdı. Tavuk pilav gibi düşünebilirsiniz ama kaz eti adeta bütün pirinçleri esir almıştı, her lokmanızda yoğun bir şekilde kaz etinin tadını alıyorsunuz.
Tatmaya fırsatımın olmadığı ancak herkes tarafından beğenilen yemekleri de yazıp, yazımı sonlandırıyorum.
Kars’ın yöresel yemekleri; Erişte Aşı, Piti kebabı, Kurze, Kars ketesi, Gagala, Feselli, Haside ve Nezik.
Kars peynir çeşitleri ise; Çeçil peyniri, Çökelek, Kars gravyeri, Kars kaşarı, Kars kurutu, Lor peyniri.
Kars yazımızın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Kars’ın en güzel olduğu zamanlar Ocak ve Şubat ayı oluyormuş. Kış tatili düşünüyorsanız Kars’a bir şans vermelisiniz.
Fotoğraf: Kars İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü